Umumî halk dili, sadece folklorda değil, çeşitli ağız temsilcilerinin kendi aralarında münasebet kurduğu yerlerinde de meydana gelir. Bu yolla oluşan umumî halk dilini dil biliminde "ortak dil" (koyne) diye adlandırırlar. Çoğu halklarda ortak dil kabile birliklerinin, halkların ve milletlerin iktisadi, medeni merkezlerinde oluşur, bundan dolayı umumî dilin bu türünü "şehir koynesi" diye de adlandırırlar. Diğer halklardan farklı olarak, Tatarlarda çoğu yerlerde köy koynesi de oluşur. Kazan Hanlığını Ruslar alınca, Tatarlar yaşamaya müsait yerlerden kovulurlar, yani Hıristiyanlaştırılmaktan korkup kaçarlar, sonuçta çoğu yerlerde Tatar'ın türlü ağız temsilcileri bir köy kurup yaşamaya başlarlar. Böyle köyler daha ziyade Cayık ırmağı boyunda çok kurulur. Bu köylerde türlü ağızlardan ortak umumî halk dili, yani köy koynesi oluşur.
Bizdeki eski koynenin örnekleri belli derecede mezar taşı yazmalarında korunup kalmış. Bilindiği üzere, defnetmek ve taşları yazmak geleneği din ehillerinin elindedir. Bulgarlarda mezar taşlarının dikilmesi, ancak İslam dini kabul edilince başlar, bundan dolayı onlarda Arapça sözler ve cümleler fazladır. Fakat bunlar arasında yazılma zamanından daha önceki dönemin halk dili de akseder, hatta orada çeşitli ağızların izleri de korunur. Örneğin 1311-12 yıllarında Bulgar şehrinde dikilmiş mezar taşına aşağıdaki satırlar yazılmış (tamamen Arapça kısmı çıkarıldı): (...) Fatima ilci benat Eyüb ibn, Möhemmed ibn Yunıs El-Bolgari, alohm arrahmha rehemet ve esgat tufi eli rehmet alla tegale yigirmi iki yeşinde vefat buldı rebig-el-ehr höreside hicretle yiti yüz un birde "Fatima elçi Eyüp kızı Muhammet oğlu, Yunus oğlu El-Bulgarî oğlu. Allahü Taala bağışla onu kendi rahmetinle Allah'ın rahmeti karşına çıktı yirmi iki yaşında. Öldü Rebiul 11-ayında hicrî yedi yüz on birde" (Yusupov G.V. 1960,10 tablo).
Umumî halk dili 1314,1317 yıllarında yazılmış aşağıdaki yazıtlara daha da çok girmiş.
... Galimnerni terbiye kılgan, olarnı sügen, mescidler gıymaret kılgan, ukuş heyir sehibi miskinlerni asragan Huca uglı Gosman uglı tumagçı İbrahim El-Suvarî vafat bulgan. Bu tarih yiti yüz türtinçide cemadiel-eveli ayının un altıncı kün irdi (1314 yılda yazılmış, bugünkü Ulu Tarhan köyünde bulunrnuş. Yusupov G.V. 1960, 15 tablo).
... Yiğitler kürki, küftüler üzegi, galimnerni agırlagan, yetim, tol, üksizlerni aşragan Musa uglı altuncı Şehidulla ziyarattı... (Bulgar'da 1317 yılında yazılmış, Yusupov G. V., 1960,61 tablo).
Kazan Hanlığı Rus devleti içinde kaldığında, umumî halk dili büyük değişikliklere uğrar, temelde aynı şekilde gelişmeye devam eder. Buna örnekler de getirmek mümkündür. 1767 yılında II. Katerina, Kazan'a gelir, onu karşılarken, Kazan gölü boyundaki yeni Hıristiyan okulu öğrencileri kendi dillerinde (Tatar, Çuvaş, Mordva, Mari ve Udmurt dillerinde) konuşma yaparlar. Bu konuşmanm metni bu güne kadar bir kitabede korunmuştur. Bu, o zamanın Kazan koynesini (umumî halk dilini) pek açık gösterir: Rehimni padişa heezretleri! Barca cemegatlere öçin sin kaynasın. Bez kürebiz: üzinni üzin kızganmayınca, küp~küp yirlerge yörisin, karap yörisin kişinin nirevişi torgannıgın. Anay sin bizniki rihimni. Sin kuştın bizni mektüpte ukımaga, biz akıllı bulsagide, biz bilsegiyi dinnin nirevişli îkennigin. Biz ukıp bildik dinnin nirevişin sinin rehiminde, anın öşin sini tenri carhkasın. (İleninskiy N.İ., 1883,344).
XIX. asırdaki umumî halk dili temelinde Tatar'm bugünkü edebî dili şekillenir, ve biz onu bu dönemin edebî eserleri boyunca tamamen göz önüne getirebiliriz.
Kaynak : Kültür Bakanlığı, Tatar Halk Edebiyatı, Türkiye Dışındaki Türk Edebiyatları Antolojisi